Gazetemizin düzenlediği Cumhuriyet'in 75. yılında Atatürk Portre Yarışması'nda birinci olan İsrail'li Zeev Bendor, ikinci Mehmet Mahir ve üçüncü Hamiyet Uslu, ödüllerini dün Doğan Medya Center'da düzenlenen bir törenle Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak'tan aldı. 

 

Değerlendirme, internet üzerinden kullanılan ve postadan gelen oylar toplanarak büyük bir titizlikle yapıldı.

Bu ay Şilep Dergi’de ünlü ressam Hamiyet Uslu ile resim sanatını ve renkler hakkında konuştuk. Ayrıca kendisinin resimle olan bağını dünden bugüne değerlendirmesini istedik. Nereden nereye diyeceğiniz bir yaşam öyküsü bu röportajla karşınızda:

 

ŞD: Hayat hikâyenize göz attığımda şunu gördüm Hamiyet Hanım, resim konusunda bir ısrarınız var. Resim konusunda hiç vazgeçmemişsiniz. İlkokul yıllarından başlamış resme olan tutkunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz? İnsandaki “sanatçı ruh” sizce doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı kazanılır?

 

HU: Tabii ki doğuştan gelen, Allah vergisi bir yeteneğin olması gerekir. Uygulama teknikleri sonradan öğrenilebilir fakat sanatçı ruhun temelinde, mayasında olan temel olguları sonradan kazanmak mümkün değil. Her ne koşulda olursanız olun hayatınızdan sanatı icra etmeyi çıkartamıyorsanız bu maya sizde var demektir.

 

ŞD: Aslında bunu sorma nedenim biraz şahsi. Daha açık konuşmak gerekirse ben liseden mezun olduktan sonra iç mimarlık bölümü için üniversitelerin açmış olduğu özel yetenek sınavlarına girmiştim. Bilirsiniz, sınavda öğrencilere bir kompozisyon veriyorlar ve bunu resme dökmelerini istiyorlar. İyi hatırlıyorum o günlerde bazı arkadaşlarım bir iki sene resim eğitimi alan birinin iyi çizim yapacağını karakalem, yağlı boya resim çizebileceğini söylemişti. Bunun örneklerine şahit oldum. Sizin düşünceleriniz nedir? Sadece eğitim, insanı sanatçı yapar mı? 

 

HU: Sadece eğitim sanatçı yapmaz. Fakat bu işi yapmak isteyen gönül veren birinin sanatını, alacağı eğitim ile desteklemesi sanatını derinleştirmesi anlamına gelir. Eğitim tek başına da olsa tabii ki çok önemli ama sadece eğitim sanat yapmanın uzun soluklu olmasını sağlamaya yetmez.

 

ŞD: Yaşadığı döneme damga vurmuş sanatçıların hayatlarını incelediğimizde, yaşadıkları tuhaflıklar, rastlantılar gözümüze çarpıyor. Sizin unutamadığınız ve sanatınızı besleyen, sizi resme iten veya resme sarılmanıza neden olan sıra dışı bir olay yaşadınız mı? 

 

Beni resme iten özel bir olay olmadı. Çünkü resim hayatıma sonradan girmedi bir şekilde hep vardı.

 

ŞD: Belki başta sormam gereken bir soruydu fakat şimdi soracağım. Hamiyet Uslu’nun renkleri nelerdir? 

 

Bir ressam olarak tüm renkler ayrı ayrı ve bir arada benim için, ruhum için çok şey ifade ediyor. Bir gün turuncu iken, bir gün rengim mor olabilir veya sarı. Bu çeşitlilik ve duygu zenginliği belki de beni sanatçı yapan, bana ilham veren.

 

ŞD: Devamında şunu soracağım, renklerin insan hayatındaki önemi bilimsel olarak kanıtlandı. Size göre bir insan rengini nasıl belirler ya da nasıl belirlemeli? Üzerimize yakışan mıdır bizim rengimiz, öyle bir algı var çünkü? 

 

HU: Üzerimize yakışan, sadece içi boş bir dış kabuk olur benim için. Halbuki, hissedilen duygunun içinde bulunan ruh halinin ifadesidir kendi rengi. Aynı zamanda da bu ruh haline karşılık terapidir renk.

 

ŞD: Hangi alanda ilerlemek isterseniz isteyin aile faktörünün önemli olduğunu düşünüyorum. Hele ki sanat yapıyorsanız aile faktörü iki kat önemlidir. Ailenizin size olan yaklaşımı nasıldı? 

 

HU: Benim dönemimde ki en klasik anne baba yaklaşımına ben de maruz kaldım tabii ki. En makbul meslek memur olmaktı, böyle bir beklenti bana karşı da oldu. Fakat benim içimden gelen dürtü her zaman tek bir yoldu.

 

ŞD: Ne tür kitaplar okuyorsunuz? 

 

HU: Sanat tarihi, mitoloji, psikoloji kitapları ve klasikler her zaman ilgimi çeken kitap türleri olmuştur.

 

ŞD: Son olarak, Şilep Dergi okurlarına söylemek istediğiniz özel bir şeyler var mı?  

 

HU: Sanatı sevmek için sanatçı olmak gerekmiyor. Hem kendilerini hem de gelecek nesilleri, sanatın herhangi bir dalına yönlendirmelerini isterim. Gözlemlerim doğrultusunda yeni neslin sanata ilgisi oldukça hoşuma gidiyor. Ailelerin de sadece hobi olarak değil profesyonel olarak ta çocuklarını sanata yönlendirmekten çekinmemelerini arzu ederim.

 

ŞD:​ Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler.

 

HU: Ben de çok teşekkür ediyorum.

Hazırlayan: Mürsel Ferhat SAĞLAM